İlişkili Şirketten Yapılan Borçlanmalarda Örtülü Sermaye, Transfer Fiyatlandırması, KDV Ve Fatura
6 Kasım 2014Mal Alış Faturalarının İhracat Faturalarından Sonra Ancak Fiili İhraç Tarihinden Önceki Tarihli Olma
11 Kasım 2014İlişkili şirketten borçlanmalarda örtülü sermaye, transfer fiyatlandırması, KDV ve fatura.
Yılmaz SEZER YMM / Güncel&Laviale Türkiye
Günümüzde şirketler, bilançolarının yetersiz olması, kredibilitelerinin bulunmaması, yeterli teminat gösterememeleri vb. nedenlerle ihtiyaç duydukları kredileri kendileri doğrudan bankalardan temin edememektedirler. Bu gibi durumlarda sermayesine iştirak edilen veya ortakları aynı olan fakat kredibilitesi yüksek olan başka şirketler devreye girerek kendileri bankalardan kredi temin etmekte ve bu kredileri aynı şartlarla bu şirketlere kullandırmaktadırlar. Uygulamada, bu işlem için transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı, bununla ilgili faiz ve kur farkı giderlerinin gider kaydının mümkün olup olmadığı, bu işlemin KDV’ye tabi olup olmadığı ve söz konusu masraf yansıtmaları için fatura düzenlenmesine gerek bulunup bulunmadığı konularında tereddütlerle karşılaşılmaktadır.
İlişkili şirketten yapılan borçlanma örtülü sermaye sayılacak mı?
1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “12.2.2. Banka ve finans kurumlarından temin edilerek kullandırılan borçlar” başlıklı bölümünde, kurumların iştiraklerinin, ortaklarının veya ortaklarla ilişkili kişilerin banka veya finans kurumlarından ya da sermaye piyasalarından temin ederek aynı şartlarla, yani kredi sözleşmesinin içerdiği vade, faiz oranı ve benzeri kullandırılma şartlarında herhangi bir değişiklik yapılmadan kısmen veya tamamen kullandırdığı borçlanmaların, örtülü sermaye kapsamı dışında tutulduğu; kredibilitesi olan grup şirketinin, anılan kaynaklardan temin edip ihtiyacı olan diğer grup şirketlerine aynı şartlarla kısmen veya tamamen aktardığı kredilerin, örtülü sermaye tutarının tespitinde borç olarak dikkate alınmayacağı belirtilmiştir.
Dolayısıyla, şirketlerin bankalardan temin ettikleri krediyi, kredi sözleşmesinin içerdiği vade, faiz oranı ve benzeri kullanma şartlarında herhangi bir değişiklik yapmadan ilişkili şirketlere kullandırmaları durumunda, bu kredilerin örtülü sermaye tutarının tespitinde borç olarak dikkate alınmaması gerekmektedir. Bu durumda, söz konusu borçlanma ile ilgili olarak katlanılan faiz ve kur farkı giderlerinin Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin (1) numaralı bendine göre kurum kazancının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
İlişkili şirketten yapılan borçlanma transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı olarak kabul edilebilir mi?
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin birinci fıkrasında ise, kurumların ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunması durumunda, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı; alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği belirtilmiştir. Aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre, emsallere uygunluk ilkesi ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade etmektedir. Bu çerçevede, bankadan temin edilen kredinin aynı faiz oranı ve masrafları ile ilişkili şirkete kullandırılması işlemi, krediyi kullandıran şirket tarafından ilişkili şirkete sunulan bir finansman hizmeti mahiyetinde olup, söz konusu finansman hizmetinin ilişkisiz bir gerçek kişi veya kuruma verilmesi durumunda verilen bu hizmet karşılığı ilişkisiz gerçek kişi veya kurumdan bir bedel talep edileceğinden, bu hizmetin ilişkili şirkete verilmesi durumunda da verilen hizmet karşılığı olarak bir bedelin talep edileceği tabiidir. Dolayısıyla, bankadan temin edilen kredinin ilişkili şirkete aktarılması işlemi, ilişkili kişiye sunulan bir finansman hizmeti olup kredi ile ilgili her türlü masraf ve faizi doğrudan doğruya ilişkili şirketin üstlenmesi, krediyi kullandıran şirket tarafından herhangi bir masrafa katlanılmaması veya finansman hizmetinin krediyi kullandıran şirketin faaliyet konuları arasında bulunmaması yapılan işlemin mahiyetini değiştirmemektedir. Finansman hizmetine ilişkin bedelin, 1 Seri No.lu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğ ’de yapılan açıklamalara göre belirlenmesi gerekmektedir. Kullandırılan kredi için belirlenecek emsallere uygun bir bedelin alınması, kredinin aynı şartlarla kullandırılması şartının ihlali anlamına gelmeyecek, dolayısıyla söz konusu borçlar örtülü sermaye sayılmayacaktır.
İlişkili şirketten yapılan borçlanma KDV’ye tabi olacak mı?
Ticari ve sınai faaliyette bulunmak üzere kurulmuş olan şirketlerce yapılan kredi kullandırma işlemi, esas faaliyet konusu olarak değerlendirilemeyeceğinden BSMV’ye değil, KDV’ye tabi bulunmaktadır. Şirketlerin bankalardan kullandıkları krediyi ilişkili şirkete anapara, faiz ve masraflarıyla birlikte aynen aktarması işleminde aynen aktarılan bu bedeller için KDV hesaplanmayacaktır. Ancak, aktarılan kredi tutarına ilaveten herhangi bir bedel alınması halinde ise sadece bu bedel, krediyi kullandıran şirketin sunduğu hizmetin karşılığını teşkil edeceğinden, genel oranda (% 18) KDV’ye tabi tabi tutulacaktır.
İlişkili şirketten yapılan borçlanma için fatura düzenlenecek mi?
Şirketlerin bankalardan temin ettikleri krediyi ilişkili şirketlere herhangi bir bedel eklenmeksizin anapara, faiz ve masraflarıyla birlikte aktarması işleminde söz konusu kredi ve giderlerin yansıtmayı yapacak şirketin gider hesaplarına alınarak yansıtma faturası ile ilişkili şirkete yansıtılması gerekmektedir. Bu yansıtmanın aynen veya ilave bir bedel alınarak yapılması, yansıtma faturası düzenlenmesi zorunluluğunu etkilememektedir.