Kamuoyunda Torba Yasa Olarak Bilinen 6552 Sayılı Kanunda Yer Alan Vergi Kanunları
1 Eylül 2014Mesken Kira Sözleşmelerinde Damga Vergisi Var Mı? Yok Mu?
5 Eylül 2014InvestAZ Fon Yöneticisi Batur Asmazoğlu, kasım ayında sonuçlanması beklenen nükleer görüşmelerin ardından İran’ın büyük fonlara evsahipliği yapabileceğini söyledi ABD ile olan nükleer görüşmelerin olumlu gitmesi, Irak krizinden etkilenmemesi İran’ın yıldızını parlatıyor. Global tahvil faizlerinin ‘negatif’ sinyal verdiği ortamda getiri arayışında olan uluslararası fonlar için ‘yeni adres adayı’ İran olarak gösteriliyor. Norveç Devlet Emeklilik Fonu’nun ilk yatırımını yapmasının ardından aralarında çok büyük fonların da bulunduğu 40 kişilik bir uluslararası fon grubunun sık sık İran’ı ziyaret ettiği belirtiliyor. InvestAZ Fon Yöneticisi Batur Asmazoğlu, dünyadaki düşük faiz ortamında yatırım yapılan tüm yeni gelişmekte olan ülkelere bakıldığında İran’ın artık çok da uzak bir seçenek olarak görünmediğine dikkat çekiyor. Asmazoğlu, “Yapılan nükleer görüşmelerden çıkacak sonuç kasım ayına kalmış olsa da gelişmeler pozitif görünüyor ve ülke, gittikçe yabancı yatırımcıların daha çok ilgisini çekiyor. İşin ilginç tarafı İran’ın senelerdir süren tüm yaptırım ve kısıtlamalara rağmen sermaye piyasalarını makul şekilde geliştirmeyi başarmış olması. İran’ın su anki konjonktürde, 8-12 ay aralığında bir sürede, gelişmekte olan piyasalara yatırım yapan büyük fonlara açılabileceğini öngörüyoruz” diye konuştu. İran’ın cazibesi neden arttı? İran’ın ‘P5+1’ diye anılan ABD, İngiltere, Fransa, Çin, Rusya ve Almanya ile süren nükleer müzakerelerin kasım ayında olumlu sonuçlanacağına ilişkin beklentilerin yanısıra Irak krizi nedeniyle söz konusu ülkenin ABD ile aynı tarafta yer alması, yatırımcıların risk iştahını artırmaya başladı. Büyük petrol üreticisi olan Rusya’daki kriz de bir başka petrol üreticisi İran için iyi bir koz oldu. Aynı zamanda ülkenin muhasebe standartlarını değiştirerek ülkeye gelecek yabancının girişini kolaylaştırma hazırlığı da yatırımcılar açısından pozitif değerlendiriliyor. Özellikle kasım ayında imzalanması beklenen nükleer anlaşma sonrasında yaptırımların kalkması veya azalması ile ülkeye ciddi para girişi bekleniyor. Büyük fonlar yolda Asmazoğlu’na göre, hepsinden daha ilginç olanı ise, şu an ülkenin yönetiminde ve merkez bankasında yatırımcıların gelişmekte olan piyasalarda görmek istedikleri reform paketlerini hazırlayan ve bu reformları uygulamaya başlamış olan bir kadro bulunması. Asmazoğlu, “Bu da bir dışa açılma durumunda 1990’larda Rusya, 2001 sonrası Türkiye ve yakın zamanda Suudi Arabistan’da olduğu gibi, yakında değişebilecek rating ve fiyatlamalardan faydalanmak isteyen ciddi yatırımcıların ilgilenmesi için hazırlanmış başarılı bir planın parçası” dedi. InvestAZ fon kuracak Ülke yatırım yapılabilir olduğunda eski Rusya gibi bir piyasa değil, tamamıyla olgunlaşmış, kendine yeterli büyük bir üretim ekonomisinin gün yüzüne çıkacacağını dile getiren Asmazoğlu, “Halihazırda ülke borsasındaki şirketlerin toplam piyasa değeri 170 milyar dolar civarında. Bu da şu an Polonya’nın bütün özelleştirmelerden ve reformlardan sonra geldiği boyutlardan daha büyük. Borsanın günlük 150 milyon dolar civarında olan hacmi, birkaç senedir yatırım yapılan Nijerya’nın neredeyse 5 katı seviyede. Yaptırımlar yatırım yapmayı ciddi şekilde zorlaştırıyor ve ülke içinde nitelikli borçlanmayı imkansız hale getiriyor. Fakat bir açıdan da bu düşük borçluluk ve şirketlerin kendini geçtiğimiz dönemde finansman sarmalına sokmamış olması gelecekte ülke için büyük bir kuvvet haline dönüşebilir. Bu durumu kavrayan bazı yatırım fonları şu an ülkeye girmeye başlamış durumda. Özellikle Avrupa merkezli bir çok özel girişim sermayesi ve yatırım fonu ilk yatırımlarını yapmış durumda. InvestAZ olarak biz de iş adamlarımızın da iyi tanıdığı bu piyasaya yatırım yollarını açmak; böylece yatırımcılara yeni ve ciddi kazanç fırsatları sağlayabilecek gerçek bir yatırım fonu kurmak için çalışıyoruz.” ECB ile kayıplar sınırlı kalacak Piyasadaki fırsatlara dikkat çeken Batur Asmazoğlu, “İran ile yaptırımların kasımda kaldırılması ve Avrupa Merkez Bankası’nın eylül ve aralık aylarındaki LTRO’larının Avrupa ekonomisini ciddi desteklemesi fırsat olabilir. Muhtemelen piyasalar seneye güç kaybetmeye devam edecek ama Avrupa Merkez Bankası desteği ile kayıplar sınırlı kalacaktır. Sene sonunda kurun 2,2100- 2,2300 bandında, faizin 9,50-10 aralığında, endeksin ise 68,500- 72,500 bandında olacağını tahmin ediyorum” diye konuştu.