Personeli Sık Seyahat Eden Şirketler Vergi Riski Altında
17 Temmuz 2013Eksperlikten sağlanan kazanç, ücret mi, serbest meslek kazancı mı?
1 Ağustos 2013Yılmaz SEZER / YMM, Güncel&Laviale Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı
Başta pazarlama, lojistik, inşaat, denetim şirketleri olmak üzere hemen her işletmede çalışan personel işlerinin bir gereği olarak sık seyahat edebilmekte, bu seyahatleri sırasında da yeme – içme, konaklama başta olmak üzere bir takım giderler yapabilmektedirler. Personel söz konusu harcamalarını yazarkasa fişleri ile belgelendirmekte, Maliye Bakanlığı ise anılan harcamaların şirketler tarafından gider yazılabilmesi için fatura ile belgelendirilmesini zorunlu tutmaktadır. Öte yandan, Maliye Bakanlığı inceleme elemanları ve vergi daireleri yazarkasa fişleri ile belgelendirilen seyahat harcamalarını gider olarak kabul etmemekte, KDV’lerinin indirimini ise reddetmektedirler. Bu durum ise şirketleri cezalı vergi tarhiyatları ile karşı karşıya bırakmakta, özellikle KDV iadesi alan firmalarda büyük sorunlara neden olmaktadır. Mükelleflerin mağduriyetine neden olan bu uygulama, aşağıda ayrıntılı olarak açıklanacağı üzere tamamen kanun hükümlerinin farklı yorumlanmasından kaynaklanmaktadır.
Piyasada genel kabul gören uygulama
Şirket personeli işleri ile ilgili olarak çıktıkları seyahatler sırasında yaptıkları yeme-içme, konaklama, otopark vb. masraflarını yazarkasa fişleri ile belgelendirmekte, şirketler ise bu fişlere dayanarak söz konusu harcamaları gider olarak kaydetmekte ve bu fişlerde yer alan KDV’leri indirim konusu yapmaktadırlar.
Maliye Bakanlığı’nın görüşü ve uygulaması
Maliye Bakanlığı, personelin iş seyahatlerinde yaptıkları yeme içme gibi harcamalarının gelir ve kurumlar vergileri matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi ve KDV’lerinin indirim konusu yapılabilmesi için, mutlaka bedel ne olursa olsun fatura ile belgelendirilmesi gerektiği, söz konusu giderlerin perakende satış fişi/yazar kasa fişiyle belgelendirilmesi halinde, bu fişlerde yer alan bedellerin vergi uygulaması bakımından gider olarak dikkate alınamayacağı ve KDV’lerinin indirim konusu yapılamayacağı görüşünde olup, uygulamayı bu doğrultuda verdiği özelgelerle yönlendirmektedir. Bu konuda verilen bazı özelgelerin özetleri aşağıdadır:
– “Firmanın pazarlama ve satış departmanlarında çalışan elemanlarının şehir içi ve dışındaki seyahatlerinde yeme içme gibi harcamalarının kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi için fatura ile tevsiki zorunludur.”(1 )
– “KDV mükelleflerinin işletmelerinde tüketime konu olacak kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri, gıda gibi genel giderlerin ödeme kaydedici cihaz fişi ile tevsik edilmesi mümkündür. Ancak, bunlar dışında kalan alış ve giderler ödeme kaydedici cihaz fişi ile tevsik edilemeyeceğinden, söz konusu belgelerde yer alan katma değer vergisi de indirim konusu yapılamayacaktır.”(2)
– “204 ve 206 No.lu tebliğlerle yapılan düzenleme mükelleflerin sadece iş yerinde kullanmak ve tüketmek amacıyla satın aldıkları mal ve hizmetleri kapsamakta olup, şehir içi ve dışındaki iş seyahatlerinde yeme, içme gibi harcamalarının bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu tür harcamaların kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi için fatura ile tevsiki mecburidir.”(3) Maliye Bakanlığı bu görüşünü VUK’un 232’nci maddesi ile bu konuda yayınladığı bazı tebliğlere dayandırmaktadır. Sözü edilen 232’nci maddeye göre, mükelleflerin birbirlerine sattıkları mal veya yaptıkları işler için bedeli ne olursa olsun fatura vermeleri, almaları ve istemeleri zorunlu olup, bunlar dışında fatura vermek mecburiyetinde olmadıkları satışlarında (örneğin tüketicilere yapılan satışlar) ise perakende satış fişi/yazarkasa fişi vermeleri gerekmektedir. Fatura düzenleme ve verme mecburiyetine ilişkin sınır, 2013 yılı için 800 TL’dir. Dolayısıyla, mükelleflerin faaliyetleri ile ilgili giderlerini ve alımlarını esas olarak fatura ile belgelendirmeleri ve bu faturaya dayanarak kayıtlarına yansıtmaları gerekmektedir. Genel ilke böyle olmakla birlikte Maliye Bakanlığı yayımladığı tebliğlerle bu düzenlemeye istisnalar getirerek, bazı alımlarda perakende satış/yazar kasa fişlerini gider belgesi olarak kabul etmiştir. Bunlar aşağıdadır:
– İşyerlerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın alınan ve bedeli 2013 yılı için 800 TL’yi aşmayan yiyecek ve içecekler, kırtasiye ve sair büro malzemesi (bilgisayar sarf malzemesi gibi), temizlik malzemesi, ampul, pil, tüp gaz alımları vb.( 204 ve 206 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu genel tebliğleri),
– Bedeli 2013 yılı için 800 TL’yi aşmayan taksi fişleri (275 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği),
– Bedeli 2013 yılı için 800 TL’yi aşmayan akaryakıt alımları (58 Seri No.lu ÖKC Tebliği)
– Üzerinde yazılı tutar ne olursa olsun akaryakıt pompalarının bağlı olduğu ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle otomatik olarak düzenlenen fişler (üzerinde “Taşıt Veya Müşteri Tanıma Sistemi Faturaya Dönüştürülecek” ibaresi bulunanlar hariç) (68 Seri No.lu ÖKC Tebliği)
Konunun değerlendirilmesi ve kişisel görüşümüz
Yukarıda yapılan açıklamalardan da fark edileceği üzere, şirketlerin mağduriyetine neden olan söz konusu uygulama, tamamen yasa hükümlerinin farklı yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Genel olarak vergi uygulamaları ve yargıya taşınan olaylara bakıldığında bu durum bariz bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Vergi ve vergilendirmeye ilişkin olarak bir yorum yapılırken, öncelikle VUK’un 3/B maddesinde hükme bağlanan “Vergilendirmede İşlemlerin Gerçek Mahiyetinin Esas Olması” ilkesi ve mükellef hakları dikkate alınmalı, hazineci mantıkla hareket edilmekten kaçınılmalıdır. Hukuka ve mer’i mevzuata uygun kararlar verilmeli ve uygulamalar yapılmalıdır.
Personelin seyahat harcamaları, şirketlerin bizatihi kendisi tarafından doğrudan yapılan giderler değildir. Bu tür giderler tamamen seyahate çıkan personel tarafından yapılan ve seyahat dönüşü yolluk bildirimi ile şirkete bildirilen giderlerdir. Şirketler ise yolluk bildirimi ve eki belgelere dayanarak söz konusu harcamaları giderlerine intikal ettirmekte, karşılığı tutarları ise personeline ödemektedirler. Ödenen bu tutarlardan gündelikler ücretin bir unsuru, diğer harcamalar ise işle ilgili olarak yapılan masrafların karşılanması niteliğindedir. Seyahat harcamaları ne şirketlerin alım satımını yaptığı, ne de işletmede tüketilmek üzere aldığı mal ve hizmettir.
Kişisel görüşümüze göre, bizzat personelin kendisi tarafından alınan ve tüketilen ancak işle ilgili olduğu için şirketlere yansıtılması gereken söz konusu seyahat harcamalarının 2013 yılı için belirlenen 800 TL’yi aşmaması şartıyla perakende satış/yazarkasa fişi ile belgelendirilmesinde VUK’un 232’nci maddesine aykırı bir durum konusu değildir. Bu harcamaları doğrudan şirket alımı gibi görüp mutlaka faturaya bağlanmasını isteyen Maliye Bakanlığı görüşü yerinde değildir. Burada önemli olan ve dikkate alınması gereken husus, işle ilgili olarak personel tarafından seyahat sırasında yapılan söz konusu harcamaların fatura veya fatura benzeri bir belgeye bağlanmasıdır. Bu konuda yaşanacak bir ihtilafın yargıya taşınması halinde, çok büyük bir ihtimalle mükellefler lehine karar verileceğini düşünüyoruz. Ayrıca, Maliye Bakanlığı’nın konuyu bu çerçevede yeniden değerlendirerek, mevcut katı görüşünden vazgeçmesi ve olayın gerçek mahiyetini esas alması uygun olacaktır. Bu şekilde, uygulamada yaşanan sıkıntılar çözümlenecek, mağduriyetler önlenecektir. Bize göre, kalıcı ve bağlayıcı bir çözümün hayata geçirilebilmesi bakımından radikal bir yasal değişiklik yapılarak, mükelleflerin ticaretini yaptığı mal ve hizmetler dışındaki her türlü alım ve giderlerin fatura ile belgelendirilmesi zorunluluğu kaldırılmalıdır.