6519 Sayılı Kanunla Bazı Askeri Tesislere Getirilen Vergi Muafiyet Ve İstisnaları
28 Şubat 2014Vergi Kanunlarında 6518 Sayılı Kanunla Yapılan Yeni Düzenleme Ve Değişiklikler
3 Mart 2014I- GENEL AÇIKLAMA Son yıllarda gerek şirketlerin gerekse diğer işletmelerin motive etmek, verimlilik ve performanslarını artırmak, işletmeye olan aidiyet duygusunu pekiştirmek vb. amaçlarla personelini tatile göndermeleri olayına sıkça rastlanılmaktadır. Personel açısında son derece yararlı olan bu uygulama, işletmeler yönünden bazı problemlere neden olabilmektedir. Şöyle ki, bu şekilde tatile gönderilen personelin tatil giderlerinin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı ve KDV’lerinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı konusunda tereddütlerle karşılaşılmaktadır. Aşağıda; motive etmek, verimlilik ve performanslarını artırmak, işletmeye olan aidiyet duygusunu pekiştirmek vb. amaçlarla tatile gönderilen personelin tatil giderlerinin GVK ve KVK yönünden gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı ve bu giderlere ilişkin olarak yüklenilen KDV’lerin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı konusu incelenecek, Maliye Bakanlığı görüşlerine de yer verilerek, kişisel görüşlerimiz belirtilecektir. II- TATİLE GÖNDERİLEN PERSONELİN MASRAFLARI GİDER YAZILIP KDV’Sİ İNDİRİLEBİLİR Mİ? A- GVK VE KVK YÖNÜNDEN GİDER YAZILIP YAZILAMAYACAĞI 1) Tatil Giderlerinin Ticari Faaliyet Veya Serbest Meslek Faaliyetiyle İlgili Bir Gider Olarak Değerlendirilerek Doğrudan Gider Olarak Yazılıp Yazılamayacağı Bilindiği üzere, Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesinde, safi kazancın tespitinde indirilecek giderler bentler halinde sayılmış, söz konusu maddenin (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (4) numaralı bendinde ise, işle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip seyahat ve ikamet giderlerinin (Seyahat maksadının gerektirdiği süreye maksur olmak şartıyla) safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabileceği hükme bağlanmıştır. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi Kurum Kazancı” başlıklı 6. maddesinde ise; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağıhüküm altına alınmıştır. Bu hükümler uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir. Ticari kazancın (ve dolayısıyla kurum kazancının) elde edilmesi ve idame ettirilebilmesine yönelik olarak yapılan genel giderlerin matrahtan indirilebilmesi için; – Giderle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında illiyet bağının bulunması, – Giderin keyfi olmaması, yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması, – Yapılan gider karşılığında gayrimaddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması, – Bu giderlerin tevsik edici belgelere dayanması (fatura, fatura yerine geçen vesikalar gibi) ve yasal kayıtlarda izlenmesi gerekmektedir. Öte yandan, aynı Kanunun 68. maddesinde, serbest meslek kazancının tespitinde hangi giderlerin hasılattan indirilebileceği sayılmış olup, (1) numaralı bendinde, mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderlerin, (3) numaralı bendinde ise, mesleki faaliyetle ilgili seyahat ve ikamet giderlerinin (seyahat maksadının gerektirdiği süre ile sınırlı olmak şartıyla) serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak hasılattan indirilebileceği belirtilmiştir. Maliye Bakanlığı, bu şekilde yapılan tatil giderlerinin ticari veya mesleki faaliyetle bir ilgisinin bulunmadığı gerekçesiyle safi ticari/mesleki kazancın tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınamayacağı görüşünde bulunmakta olup, uygulamayı bu doğrultuda yönlendirmektedir. Nitekim, konu ile ilgili olarak verdiği bir özelgede, “Büronuzda çalışan personelin iş gücünü geliştirmek, performansını artırmak amacıyla konaklamaları için ödeyeceğiniz otel masraflarının mesleki faaliyetle ilgili bir gider olmaması nedeniyle serbest meslek kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.” Şeklinde görüş bildirmiştir. ([1]) Yukarıda da ifade edildiği üzere, personelin tatile gönderilmesindeki temel amaç; onları motive etmek, verimlilik ve performanslarını artırmak, işletmeye olan aidiyet duygularını pekiştirmek vb.dir. Kişisel görüşümüze göre, belirtilen nedenlerle tatile gönderilen personelin giderleri, ticari/mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle hem doğrudan hem de dolaylı bir gider niteliğindedir. Çünkü, personel kişisel bir tercih nedeniyle değil, motive edilmesi, verimlilik ve performanslarının arttırılması, aidiyet duygularının pekiştirilmesi vb. amaçlarla tatile gönderilmektedir. Personele yönelik olarak yapılan bu giderler sonucunda, personel daha çok çalışmakta ve işletmenin faaliyetine satış başta olmak üzere daha çok katkı sağlamakta, buna paralel olarak işletmenin cirosu da artmaktadır. Personel tatil giderleri, ticari/mesleki kazancın elde edilmesi ve artırılmasına yönelik olarak doğrudan yapılan bir gider olup, safi ticari/mesleki kazancın tespitinde doğrudan indirilecek gider olarak dikkate alınmalıdır. Maliye Bakanlığı’nın dar bir çerçevede değerlendirme yaparak oluşturduğu aksi yöndeki görüşünü yeniden gözden geçirmesinde fayda olduğunu düşünüyoruz. 2) Tatil Giderlerinin Ücret Kapsamında Değerlendirilerek Ücret Gideri Olarak Yazılıp Yazılamayacağı Gelir Vergisi Kanununun 61. maddesinde ücret, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” Şeklinde tanımlanmıştır. Maliye Bakanlığı, tatil giderlerinin personelin ücretine yansıtılması ve ücrete ilişkin hükümlere göre vergilendirilmesi koşuluyla GVK yönünden ticari/mesleki kazancın tespitinde gider olarak indirilmesinin mümkün olduğu görüşündedir. Nitekim, konu hakkında verdiği bir özelgede, “Büronuzda çalışan personelin iş gücünü geliştirmek, performansını artırmak amacıyla konaklamaları için ödeyeceğiniz otel masraflarının mesleki faaliyetle ilgili bir gider olmaması nedeniyle serbest meslek kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır. Ancak, bu masrafların personelin ücretine yansıtılması ve ücrete ilişkin hükümlere göre vergilendirilmesi koşuluyla serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkündür.” Şeklinde görüş bildirmiştir. ([2]) Kişisel görüşümüz, tatile gönderilen personelin giderlerinin ücret olarak değil, ticari/mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle ilgili olduğu ve doğrudan gider olarak yazılabileceği doğrultusundadır. Çünkü, söz konusu giderlerin doğrudan gider yazılması veya ücret kapsamında gider yazılması, aşağıda açıklanacağı üzere, bu giderlerle ilgili olarak yüklenilen KDV’nin indirimini de doğrudan etkilemektedir. B- KDV İNDİRİMİ YÖNÜNDEN 3065 sayılı KDV Kanununun 1/1. maddesine göre, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti kapsamında yapılan mal teslimi ve hizmet ifaları KDV’ye tabi bulunmaktadır. Dolayısıyla, GVK yönünden ücret olarak değerlendirilen işlemler KDV’nin konusuna girmemektedir. Öte yandan, söz konusu faaliyetlere ilişkin olarak yüklenilen KDV’lerin indirimi konusu Kanunun 29-34. maddelerinde düzenlenmiş olup, bu çerçevede yüklenilen KDV’ler, fatura veya benzeri belgelerde ayrıca gösterilmek ve bu belgeler ilgili yıl sonuna kadar yasal defterlere kaydedilmek koşuluyla indirim konusu yapılabilmektedir. Ayrıca, aynı Kanunun 30. maddesinin (a) bendinde, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV’nin, (d) bendinde ise, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV’nin indirim konusu yapılamayacağıhükme bağlanmıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere, Maliye Bakanlığı; motive etmek, verimlilik ve performanslarını artırmak, işletmeye olan aidiyet duygusunu pekiştirmek vb. amaçlarla tatile gönderilen personelin tatil giderlerinin ticari/mesleki faaliyetle ilgili bir gider olmaması nedeniyle safi ticari/mesleki kazancın tespitinde indirim konusu yapılamayacağı, ancak personelin ücretine yansıtılması ve ücrete ilişkin hükümlere göre vergilendirilmesi koşuluyla GVK yönünden ticari/mesleki kazancın tespitinde gider olarak indirilmesinin mümkün olduğu görüşündedir. Dolayısıyla Maliye Bakanlığı görüşüne göre, söz konusu tatil giderleri ticari/mesleki faaliyetle ilgili bir gider olmaması nedeniyle safi ticari/mesleki kazancın tespitinde indirim konusu yapılamayacağından, bu giderler nedeniyle yüklenilen KDV’nin Kanunun 30/d maddesine göre indirim konusu yapılması da mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca, anılan giderlerin Bakanlık görüşü doğrultusunda ücret olarak değerlendirilmesi halinde de, ücret ödemeleri KDV’nin konusuna girmediğinden, söz konusu giderler nedeniyle yüklenilen KDV’lerin bu defa Kanunun 30/a maddesine göre indirimi söz konusu olamamaktadır. Kişisel görüşümüze göre, belirtilen nedenlerle tatile gönderilen personelin giderleri, ticari/mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle hem doğrudan hem de dolaylı bir gider niteliğinde olduğundan, bu giderler nedeniyle yüklenilen KDV’nin de genel esaslar çerçevesinde indirim konusu yapılması gerekir. Aksi yöndeki Maliye Bakanlığı görüşü yerinde değildir. III- SONUÇ Yukarıda yapılan açıklamalardan da fark edileceği üzere, Maliye Bakanlığı, motive etmek, verimlilik ve performanslarını artırmak, işletmeye olan aidiyet duygusunu pekiştirmek vb. amaçlarla tatile gönderilen personelin tatil giderlerinin ticari/mesleki faaliyetle ilgili bir gider olmaması nedeniyle safi ticari/mesleki kazancın tespitinde indirim konusu yapılamayacağı, ancak personelin ücretine yansıtılması ve ücrete ilişkin hükümlere göre vergilendirilmesi koşuluyla GVK yönünden ticari/mesleki kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği görüşündedir. Maliye Bakanlığı’nın bu görüşüne göre, anılan tatil giderleri nedeniyle yüklenilen KDV’lerin indirim konusu yapılması da söz konusu olamamaktadır. Kişisel görüşümüz ise, belirtilen nedenlerle tatile gönderilen personelin giderlerinin, ticari/mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle hem doğrudan hem de dolaylı ilgili bulunduğu ve genel gider olarak dikkate alınabileceği ve KDV’lerinin de genel esaslar çerçevesinde indirim konusu yapılabileceği doğrultusundadır. Maliye Bakanlığı’nın aksi yöndeki görüşünü yeniden değerlendirmesinde fayda olduğunu düşünüyoruz.