Bağımsız denetimde de yerli ve milli uygulamasına geçiliyor
8 Ağustos 2020Konut Kredisi Ve Işyeri Kredisi Arasındaki Fırsat Eşitsizliği
14 Ağustos 2020Ülkemizde bağımsız denetim uygulamalarının genele yayılması, 2012 yılında yürürlüğe giren yeni Ticaret Kanunu hükümleriyle gerçekleşmiş bulunmaktadır. Yeni Kanun ile ciro, aktif toplamı ve personel sayılarına yönelik hadler getirilerek bu hadleri aşanlar zorunlu olarak bağımsız denetime tabi tutulmaktadır. Bu arada hadleri aşan birçok kamu kurum ve kuruluşu da bu kapsamda zorunlu olarak bağımsız denetime tabi tutulmaktadır. Kamu kurum ve kuruluşlarının hizmet almaları belirli prosedürlere tabi olduğu için bağımsız denetim hizmet alımı işini de, idareler ihale ile belirlemektedir. Yani kamu kurum ve kuruluşları denetim yaptıracağı şirketi ihale yöntemi ile belirlemektedir.
2019 yılı içerisinde bağımsız denetim ihalesi yapacak kamu kurum ve kuruluşlarına Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan gönderilen bağımsız denetim şartnamesinde; “Bağımsız denetimin kalitesinin artırılması amaçlıyla en az 2 tanesi BIST100 endeksinde yer alan şirketlerden olmak üzere, son 5 yılda asgari 10 farklı şirketin denetiminin yapılmış olması” şartı getirilmişti. Bu şartın yanlış bir uygulama olduğunu, bu şart ile ihaleye sadece 4. büyükler diye adlandırılan şirketlerin girebileceğini, devlet eliyle bağımsız denetimde oligopolleşmeyi sağladığını, ülkemizdeki bağımsız denetim firmalarının önünün kesildiğini ve bağımsız denetimde yerli ve milli ilkesinden uzaklaşıldığını değişik platformlarda dillendirmiş, 14 Ekim 2019 tarihinde de DÜNYA gazetesinde yayınlanan “Yerli ve Milli İlkesi Niçin Bağımsız Denetimde Yok” başlıklı yazımızda eleştirmiştik. 2020 yılında bağımsız denetim ihalesi yapacak kamu kurum ve kuruluşlarına, Hazine ve Maliye Bakanlığından gönderilen bağımsız denetim şartnamesinde değişiklik yapılarak yeni kriterler eklenmiştir. Söz konusu yeni kriterler şu şekildedir:
a) Bağımsız denetim kuruluşu kadrosunda bağımsız denetçi niteliklerini haiz asgari 15 adet daimi denetçi istihdam edildiğinin belgelendirilmesi, ve
b) Son beş senede asgari 10 farklı şirketin denetiminin yapılmış olması ile birlikte bu 10 şirketten en az yarısının; – İhale ilanına çıkıldığı veya bağımsız denetim sözleşmesinin imzalandığı tarih itibarıyla Borsa İstanbul Yıldız Pazar’da veya Ana Pazar’da işlem gören veya – Borsa İstanbul Pay Piyasası’nda işlem görmeyen şirketlerden (konsolidasyona tabi olanlar için konsolide finansal tablolar esas alınacaktır) bağımsız denetime tabi olanların bağımsız denetimden geçmiş en son finansal tabloları itibarıyla; bağımsız denetime tabi olmayanlardan ise Vergi Usul Kanunu’na göre hazırlanmış ve beyan edilmiş son finansal tablolara göre öz kaynak büyüklüğü asgari 150 milyon TL tutarında olan şirketlerden olması.
Bahsi geçen kriterler asgari olarak belirlenmiş olup, bağımsız denetim sürecinin kalitesinin artırılması amacıyla ilave kriterlerin getirilebileceği belirtilmiştir. Yapılan bu değişiklik ile bağımsız denetim piyasasında devlet eliyle yaratılmış olan oligopol piyasası şartlarına son verildiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
2019 yılında getirilen bu uygulamanın; yanlış ve haksız olduğunu her ortamda dillendirmiş, diğer her sektörde olduğu gibi bağımsız denetimde de yerli ve milli ilkesinin hayata geçirilmesini savunmuştuk. 2020 yılında söz konusu şartın değiştirilerek yerine getirilen şart ile bağımsız denetimde de yerli ve milli ilkesinin önünün açıldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Yapılan yanlışlıktan dönülerek yerli bağımsız denetim şirketlerinin önünün açılmaya çalışılması takdir edilecek bir davranış olarak tarafımızdan değerlendirilmektedir. Dileğimiz; sektörün içinde yaşanılan doğal seleksiyon sonucu ayakta kalan ve varlıklarını büyüyerek devam ettiren şirketlerin “kaliteli bağımsız denetim” ile sektöre damgalarını vurmalarıdır.