KDV Genel Uygulama Tebliği’nin Geçiş Dönemi Uygulamalarına İlişkin Yürürlük Tarihleri
11 Haziran 2014Artık Hiç Bir Mükellef Sahte Fatura Düzenledin Veya Kullandın Diye Kolayca Suçlanamayacak
14 Haziran 2014İşletmelerin faaliyet konularının gereği olarak veyahut da özel kullanım amacıyla yat, tekne veya helikopter gibi deniz ve hava araçlarının satın alınarak işletme envanterine dahil edildiğine veya bu araçların kiralandıklarına rastlanmaktadır. Söz konusu araçların işletmeye dahil edilmesi sonucunda bu araçların iktisabında ödenen katma değer vergisi (KDV) tutarlarının, amortisman giderlerinin ve araçların idamesi ve bakımı için giderlerin veya kiralama yoluyla edinilen bu araçların kira giderlerinin vergi kanunları karşısındaki durumu işletmenin faaliyet konusuna göre değişmektedir. Aşağıda bu araçlar a ilişkin giderlerin kurumlar vergisi ve KDV karşısındaki durumu açıklanmıştır. A. KURUMLAR VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK) 6’ncı maddesinde kurumlar vergisinin kurumların safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) ticari kazancın tespit hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı, 11’inci maddesinde kurum kazancının tespitinde bu maddede sayılanların indirim konusu yapılamayacağı belirtilmiştir. Söz konusu maddenin (f) bendinde “kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan; yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz taşıtları ile uçak, helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ve amortismanları”nın gider olarak indirilmesi engellenmiştir. Buna göre, işletmenin esas faaliyet konusu ile taşıtın niteliği arasında ilişki olması gerekmektedir. Söz konusu taşıtların işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olması durumunda taşıtlara ilişkin giderler indirim konusu yapılabilecektir. Diğer yandan konuya ilişkin yayımlanan 180 Seri No’lu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği’nde “deniz ve hava taşıtlarının işletmenin esas faaliyet konusuyla ilgili olmaması durumunda, zati veya ailevi ihtiyaçlarda kullanılmasının veya sadece işletmede kullanılmış olmasının sonucu değiştirmediği, işletmenin esas faaliyet konusuyla ilgili olan deniz ve hava taşıtlarının, aynı zamanda işletme sahibinin zati veya ailevi ihtiyaçlarında da kullanılması halinde, bu taşıtlara ilişkin giderler ile amortismanların yarısının indirileceği” açıklanmıştır. B. KDV KARŞISINDAKİ DURUMU 3065 sayılı KDV Kanunu’nun (KDVK) 29/1 nci maddesinde; mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den, aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilecekleri hüküm altına alınmıştır. Aynı kanunun 30/d maddesinde ise, “Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV nin indirim konusu yapılamayacağı” hükme bağlanmıştır. Buna göre, esas faaliyet konusu ile taşıtın niteliği arasında ilgi olmayan işletmelerde bu taşıtlara ait giderler ve amortismanların kurum kazancının tespitinde indirim olarak dikkate alınmaması durumunda taşıtların iktisabında ödenen KDV ile taşıtların giderleri için ödenen KDV’nin matrahın tespitinde indirim konusu yapılması da mümkün bulunmamaktadır. Diğer yandan KDVK’nın 13/a maddesinde faaliyetleri kısmen veya tamamen deniz ve hava araçlarının kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan mükelleflere bu amaçla yapılan araç teslimleri, bu araçların tadili, onarım ve bakımı için yapılan hizmetlerin KDV’den istisna olduğu belirtilmiştir. Buna göre esas faaliyet konusu bu araçların kiralanması ya da çeşitli şekillerde işletilmesi olmayan mükellefler bu istisnadan yararlanamayacaktır.