İmar affı ve getirdikleri
9 Temmuz 2019Altın Yumurtlayan Tavuğu, (Turizmi) Kesiyor Muyuz?
7 Ağustos 2019Yılmaz SEZER – Güncel Group YKB
Ülkemizde döviz kurundaki anlık hızlı değişmeler, döviz pozisyonlarının hızla değişmesi, döviz stoklarının azalması, cari açığın artması, kur ve faiz baskısı vb. birçok nedenlerden kaynaklı Merkez Bankası bir dizi önlem almak suretiyle döviz kredilerini sınırlandırmak istemiştir. Bu amaçla başta Türk Parasının Kıymetini Koruma hakkındaki 32 sayılı Karar olmak üzere bir dizi yasal önlemler almıştır. Bu yapılan yasal düzenlemelerden bir tanesi ise 2 Mayıs 2018 tarihinde Merkez Bankası Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar Genel Müdürlüğü Kambiyo Mevzuatı Müdürlüğü tarafından yayınlanan “Sermaye Hareketleri Genelgesi”dir.
32 sayılı Karar’ın 17/6 maddesi ile 17/A- 6. maddesi gereğince dövizli geliri olamayan Türkiye’de yerleşik gerçek kişilerin yurtdışından ve yurtiçinden döviz kredisi kullanmaları yasaklanmıştır… (İlgili kararın 21 ve 40. maddelerinde bu konunun istisnaları belirtilmiştir.) Söz konusu karar yanlış anlamalara imkân vermemek amacı ile Türkiye’de yerleşik kişilerin kim olduğunuda tanımlamıştır. Bu ilgili karara göre; Türkiye’de yerleşik kişi; Yurtdışında işçi, serbest meslek ve müstakil iş sahibi Türk vatandaşları dahil Türkiye’de kanuni yerleşim yeri bulunan gerçek ve tüzel kişileri ifade etmektedir.
Yani yapılan bu yasal düzenlemeler ile döviz geliri olmayan ve ilgili kararının 21. ve 40. maddesinde sayılı istisnalara girmeyen gerçek kişilerin yurtiçinden ve yurtdışından döviz kredisi kullanmaları yasaklanmıştır.
Söz konusu yasal düzenlemeler diğer ülkeler ile yapılan ikili anlaşmalar gereği yabancı ülke merkez bankalarına ve dolaylı olarakta yurtdışında faaliyet gösteren bankalara bildirilmiş durumdadır. Yurtdışındaki bankalar ise olası yaptırımlarla karşılaşmamak adına gerçek kişi Türk vatandaşlarına döviz kredisi kullandırmamaktadırlar. Yani Türkiye’de ya da yurtdışında yaşıyorsunuz döviz geliriniz yok, yurtdışında bir gayrimenkul almak istiyorsunuz, gayrimenkulün ederinden çok fazla mevduatınız var, gayrimenkulü kredi ile almak istiyorsunuz ya da gayrimenkulün %90’ından fazlasını nakit olarak ödediniz sadece %10’luk kısmına döviz kredisi kullanmak istiyorsunuz. Yurtdışındaki banka Türk vatandaşı olduğunuz için sizi refüze ediyor ve döviz kredisi kullandıramayacağını söylüyor.
Sizce bu durum normal mi?
Bize göre değil!
Yurtdışında gayrimenkul almak isteyen kişinin yurtiçinde ve yurtdışında bankacılık sisteminde ciddi miktarda mevduatı da olsa döviz kredisi kullanamıyor. Gerekçe 32 sayılı Karar gereğince Merkez Bankası’nca yapılan düzenlemeler ve ikili anlaşmalar.
Bize göre söz konusu uygulama amacına uygun olarak yorumlanmıyor ve uygulanmıyor ama Merkez Bankası da buna sessiz kalıyor.
Yurtdışındaki bankalar döviz geliri olmayan Türk vatandaşlarına Sermaye Hareketleri Genelgesi’nde yazılı istisnalar dışında (Yani 21. ve 40. maddede sayılan haller) sağlam tarafta kalmak adına kredi kullandırmamaktadır.
Oysa bize göre ilgili genelge bir bütün halinde değerlendirildiğinde istisna sayılan durumlar kapsamında sayılmasa bile, ilgili genelgenin Yurda getirilmeden kullanılabilen krediler başlıklı bölümünde belirtildiği üzere “Yurtdışındaki işleriyle ilgili olarak yurtdışından kredi sağlayan Türkiye’de yerleşik kişilerin bu kredileri doğrudan yurtdışında kullanmalarının” yasal mevzuata uygun olduğu belirtilmiştir.
İlgili genelgeye istisnai bir durum değil ama söz konusu kredi yurtdışındaki işler ile ilgili olduğundan yurtdışından döviz kredisi kullanılabilir olduğunu düşünmekteyiz.
Aksini düşünmek yani Merkez Bankası’nın yurtiçi ve yurtdışından döviz kredisi kullanımını engellemekten amacının yurtdışındaki her türlü kullanımı, tasarrufu da engellemek olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü böyle bir düşünce kişilerin tasarrufları üzerinde ciddi bir baskı anlamına gelmektedir.
Bize göre söz konusu yanlış anlamanın ve uygulamanın devamı Türk vatandaşlarına ve Türkiye adına ciddi sıkıntılara yol açmaktadır. Bu uygulamanın bir an evvel düzeltilmesi için Merkez Bankası ilgililerinin harekete geçerek, yapılan yasal düzenlemenin gerçek amacının uygulanması konusunda yardımcı olmaları gerektiği tarafımızdan düşünülmektedir.