Vergi affı iyi yönetilmez ise ekonomik kriz derinleşir
21 Ekim 2020Mücbir sebebin dışlanması hayal kırıklığına yol açtı
27 Ekim 2020Üç gündür Meclis’e sevk edilen vergi affı konusundaki görüşlerimizi açıklamaya çalışıyoruz. İnat ve ısrarla da yasallaşacak bu vergi affının başta devlet, mükellefler ve ekonomi olarak kaçırmaması gereken bir fırsat olduğunu vurgulayarak içeriğinin doğru belirlenmesi gerektiğini söylüyoruz. Şu an için açıklanan kanun teklifinin piyasaların ve mükelleflerin beklentilerini karşıladığı söylenemez. Biz bugünkü yazımızda bu beklentilerinin neler olduğunu belirterek olması gerekenleri yazmaya çalışacağız. – Her şeyden önce değişik kanunlar ile yapılandırılmış, ancak ödemelerin yapılmaması nedeniyle bozulmuş durumda olan amme alacaklarının yeniden yapılandırmasının bir zorunluluk olduğunu düşünmekteyiz. Bu yapılmadığı sürece mevcut birikmiş ve veya ihtilaflı hale gelmiş kamu borçlarının tahsili mümkün olmayacaktır. Oysa vergi affı ile gibi devlet ve vatandaşın tabir yerinde ise barışması sağlanmalıdır. – Bozulan yapılandırılmaların yeniden canlandırılmasının yanı sıra mevcut kamu alacaklarının yapılandırılması içinde bir düzenleme yerinde olacaktır. Bozulan ve yeni yapılandırmalarda piyasada beklenilen ve istenilen vade 60 ay olarak dillendirilmektedir. – Yine aynı şekilde pandemi nedeniyle ötelenen ve şu an cari dönemdeki vergileri ile birlikte ödenmesi gereken vergilerin de daha düşük faiz oranı ile taksitlendirilmesi pandemiden zarar gören mükelleflere destek olunması adına önem taşımaktadır. – Devlet bütçesinin gelire ihtiyacı olması nedeniyle çıkarılacak bir “matrah artırımı” ile devletin kasasına düzenli bir nakit akışı girişi sağlanmalıdır. Bu sayede mükellefler de kendilerini inceleme risklerinden korumuş olacakları için baskı altında hissetmeden iş ve işlemlerine daha fazla yoğunlaşmış olacaklardır. Aynı zamanda bu düzenleme, denetim elemanlarının iş yükleri de azaltacağı gibi zaten reorganizasyon aşamasında olan Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bu sürecine katkı sağlanmış olacaktır. Yine ülkemizde son yıllar da vergi inceleme oranının %1.25’lere kadar düştüğü düşünülecek olursa matrah artırımı ile mükellefleri ibra etmek daha anlamlı hale gelecektir. Bu süreçte de Hazine ve Maliye Bakanlığı reorganizasyon çalışmalarını tamamlamış olarak geçmiş yıl denetimlerinden kurtularak, daha aktif olarak cari yıl denetimlerini gerçekleştirebilecektir.
Tabi çıkarılacak matrah artırımı ile birlikte, daha önceki vergi aflarında olduğu gibi, kasa affı ve stok affı da beraberinde getirilmelidir. Tek başına çıkarılacak olan matrah artırımının yeterli olmayacağı da aşikârdır. – Yine vergi mahkemeleri ve Danıştay’da nezdinde bulunan vergi davalarının da mükellef ile devlet barışması amaçlıyla, mevcut davaları sonlandıracak düzenlemeler yapılmalıdır. – Yukarıda saydığımız öneriler; önceki dönem çıkarılan vergi aflarında da var olan yasal düzenlemelerdir. Bu nedenle mükellefler tarafından yine aynı düzenlemelerin yapılması beklenilmekte ve istenilmektedir. – Bize göre daha önceki dönemlerde denenen ve istenilen düzenlemeler ile beraber pandeminin yarattığı ekonomik tahribatı ortadan kaldırabilecek ve istihdamı artıracak düzenlemeler de yapılmalıdır. – Her şeyden önce ülkemizde işletmeler bu dönemde her zamankinden daha fazla işletme sermayesine ihtiyaç duyulmaktadır. Daha önce de yapıldığı gibi KGF yolu ile ucuz ve uzun vadeli krediler ile firmaların önü açılmalıdır.
Aslında burada kast ettiğimiz firmalara sermaye benzeri krediler kullandırılmasının yasal altyapısı hazırlanmalıdır. Yine buna paralel olarak ihracatçı firmalarında aynı kapsamda yatırım konusunda desteklenmesi yerinde olacaktır. Böyle bir dönemde ülkenin dinamiklerini onların koruduğu unutulmamalıdır. Burada söylemeden edemeyeceğim ihracatçılar için önemli bir fon haline gelen KDV iadeleri çok daha kısa zamanlarda hak sahiplerine ödenebilmedir.
Yine ayrıca Eximbank kredileri daha kolay ve daha yoğun olarak kullandırılabilmelidir. – Hizmet sektörü için daha kalıcı vergi kolaylığı ve sınırlı süreli vergi kolaylığı getirilmelidir. Çünkü yapılan ertelemelerin nihai çözüm olmadığını yaşayarak gördük. Esas olan kurumlar vergisi, gelir vergisi ve KDV oranlarında süreli indirim ve istisnalar getirilmelidir. (Bu bağlamda tasarıda yer alan, Konaklama Vergisi ertelenmesinin turizm sektörü tarafından olumlu karşılandığını tekrar belirtmek isterim.) – İnsanların evde ürettiği ürünleri satmaları (gerek internet üzerinden gerekse direkt satışlarda) vergisel anlamda desteklenmeli bu kişilere getirilen teşvik ve desteklemeler daha kalıcı ve kurumsal hale getirilmelidir. Çünkü bu sayede hem istihdam yaratarak kişilerin üretime katkı sağlamalarını sağlamış olacağız, hem de ekonominin gelişimine katkı vermiş olacağız.
Ek olarak pandemi nedeniyle pek çok firmanın internet satışlarına yönelmeleri de dikkate alınmalı ve işletmelere bu gayretlerini kolaylaştıracak destekler sunulmalıdır. Yine aynı şekilde bu dönemde yoğun olarak ve cansiperane çalışan sağlık çalışanlarının ücretlerinden kesilen verginin oranları (geçici bir süre) düşürülerek sağlık çalışanlarının motive ve takdir edilmesi sağlanabilir. Tabi alınabilecek tedbir ve önlemler bunlarla sınırlı değil ancak kısa zamanda, kolay olarak yapılabilecek bu önlemler ile maksimum fayda sağlanabileceğini düşünmekteyiz. Amaç bu süreci bir an evvel ve minimum hasar ile atlatmak için konunun tüm taraflarının elbirliği yapmalarıdır diye düşünmekteyiz. Çünkü hepimiz aynı gemideyiz.