Koronavirüsün ticari hayata etkileri…
13 Mart 2020Koronavirüs Sonrası Yeni Dönem!
20 Mart 2020Bütün dünyanın olduğu gibi Türkiye’nin de gündeminde koronavirüs var. Türkiye’de koronavirüs vakasına rastlanmasının ardından, hastalığın yaygınlaşmasının önlenmesine yönelik girişimler öne çıktı. Virüs sağlığın yanında ekonomiyi de olumsuz etkilemeye başladı. Koronavirüs haberleri insanlarda bir tedirginlik yarattı. Marketlerde hijyenik ve kuru gıda madde satışları arttı, buda fiyatları yukarı yönde tetikledi. Her geçen gün paniğin artması, rafların boşalma seviyesine gelmesi, dövizin ve borsanın yanı sıra petrol fiyatlarındaki dalgalanma ekonomiyi olumsuz etkileyecektir. Ticari hayatta yaşanacak, çek-senet, borç-alacak, kira ödemeleri, ticari taahhütler vb. konularda sıkıntılar yaşanacağı aşikar. Virüsün iş hayatına nasıl yansır, etkileri ne olur, ne gibi önlemler alınmalı; 1- Seyahatlerin, organizasyonların, toplantıların veya kalabalık yerlerde bulunmama nedeniyle ister istemez bir ticari hayata etkileri olumsuz olarak görülecektir. 2- Öncelikli olarak turizm sektöründe yaşanılan iptaller nedeniyle, rezervasyonlar iptal edilmeye başlanıldı. Bu durumda oteller, tur operatörleri ve uçak şirketlerinde ciddi anlamda müşteri kaybı ve zararı oluşacak bunu nasıl telafi edileceği ise uygulamanın mücbir sebep olması halinde farklı değerlendirilecek olup, olmaması halinde uluslararası ihtilafların yaşanılması kaçınılmaz olacaktır. 3- Aynı şekilde mevcut organizasyonunlar virüs nedeniyle iptal oluyor örneğin bugün ve yarın yapılacak olan VDM Zirve 2020 etkinliği iptal edildi. Zirve için yapılmış olan tüm hazırlıklar boşa gitmiş oldu tabi bunun sonucunda otelden başlayarak tüm tedarikçiler olumsuz olarak etkilendiler. Bu gibi iptallerin çözümü ise yine mücbir sebep veya hukuki ihtilaf olarak görülmektedir. 4- Yurt dışına yapılan ithalat veya ihracat işlemleri nedeniyle sıkıntılar yaşanabilecektir. Bugün birçok ürün başta Çin olmak üzere yurt dışından ithal edilerek karşılanmaktadır. Bu ithalat işlemleri genellikle firmaların karşılıklı taahhütlerinin yer aldığı akredetif uygulamaları ile gerçekleşmektedir. Çin’de veya diğer ülkelerde var olan karantina veya işyerlerinin tatil edilmesi sonucu ithal edilen ürünün akredetif süresi içinde yerine getirilmemesi gündeme gelmiştir. Bu durumda akredetif hükümleri karşılıklı olarak anlaşma yolu ile tadil edilmez ise, tazminatlara ödenmesi konu olabilecektir. Aynı şekilde ihracat uygulamaları içinde bu durum geçerli olacaktır. İlgili ülkede veya bizde var olan virüsün yarattığı iş yapamama hali olumsuz olarak ticarete yansıyacaktır. Bu iki konu olayın direkt yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Birde bu ithalat veya ihracat olaylarının dolaylı yansımaları iç piyasalara çok rahat yansıyabilecektir. Şöyle ki ithal ettiği ürünü hangi tarihte ülkede olacağını bilen kişi veya kurumlar bu ürünün satışını yapmış bu konuda resmî veya özel kurumlara taahhütler vermiş olabilir hatta bu işlemler için bankadan kredi kullanılmış, teminat mektupları verilmiş veya Çek senet verilmiş olabilir. Tabii yurt dışından ürünün gelmemesi veya geç gelmesi nedeniyle ilgili kişi veya kurum bu taahhütlerini yerine getiremeyeceği için temerrüde düşecektir. Dolayısıyla virüs nedeniyle ödenmeyen Çek ve senetler olabileceği gibi, yerine getirilmeyen taahhütlerde olacaktır. Yine aynı şekilde kalabalık mekânları çalıştıran kişi veya kurumların gelirleri ister istemez düşecektir. Gelirlerinin düşmesi ise bu kişilerin gelir düşüklüğünü bir şekilde tedarikçilere ve her şeyden öncede mülk sahiplerine yansıyacaktır. Çünkü bu tür yerleri çalıştıranların tepkisel olarak ilk yapacakları şey işyerlerinin kira giderlerini azaltmak için ya bu salgın hastalık ortadan kalkana kadar kirasız dönem talep etmek ve/ veya kira indirimi istemek olacaktır. Yakın zamanımızda koronavirüsün ticaret hayatımıza getirdiği değişiklere uygun olarak yaşamayı öğrenmek zorunda kalacağız.