Hisse senedi rehin sözleşmeleri damga vergisine tabi midir?
27 Ekim 2016Asgari Ücretlerin Vergilendirilmesine Yönelik GVK’ Da Düzenleme Yapılmıştır
28 Ekim 2016T.C.KAMU GÖZETİMİMUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMUKURUL KARARIKarar Tarihi: 27/10/2016 Karar No : 75935942-050.01.04 – [03/ ] Konusu: Faaliyet Dönemi Geçtikten Sonra Denetim Yaptırılması hk. Bilindiği üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 399 uncu maddesine göre, “denetçi, şirketin genel kurulunca; topluluk denetçisi, ana şirketin genel kurulunca, her faaliyet dönemi ve her hâlde görevini yerine getireceği faaliyet dönemi bitmeden seçilmesi şarttır.” Bu çerçevede Kurul, 12/05/2016 tarih ve 75935942-050.01.04 – [03/ ] sayılı Kararı ile denetimin ait olduğu hesap döneminden sonraki dönemlerde yapılan denetçi seçimine dayanılarak imzalanan denetim sözleşmeleri çerçevesinde yapılacak denetimler ile Kanunun 397 inci maddesinde öngörülen bağımsız denetim zorunluluğunun yerine getirilmiş olamayacağına karar vermiştir. Bilindiği gibi, Kanunun 399 uncu maddesinin altıncı fıkrasında, faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar denetçi seçilememişse, denetçi, yönetim kurulunun, her yönetim kurulu üyesinin veya herhangi bir pay sahibinin istemi üzerine, asliye ticaret mahkemesince atanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak faaliyet dönemi içerisinde denetçisini seçmemiş bazı şirketlerin geçmiş dönem için denetçi atanması maksadıyla açtığı davalarda bazı mahkemelerin denetçi seçimine ilişkin davanın reddine karar verdiği görülmüştür. Anılan Kurul Kararı üzerine, faaliyet dönemi içerisinde denetçisini seçmemiş şirketlere bazı mahkemelerce denetçi atanmaması, şirketlerin genel kurulları tarafından da geçmiş yıl denetçisini seçmede tereddüt edilmesi nedenleriyle ilgili yıl denetim yükümlülüğünün yerine getirilemediği anlaşılmıştır. Söz konusu Karar’da belirtilen “bağımsız denetim zorunluluğunun yerine getirilmiş olamayacağı” ibaresi, faaliyet dönemi geçtikten sonra yaptırılacak bir denetimin taşıdığı sınırlılıklar sebebiyle yönetim kurulunun faaliyet döneminde denetçi seçimine ve denetim yaptırmaya ilişkin Kanunda öngörülen sorumluluklarını ortadan kaldırmayacağı manasını içermektedir. Öte yandan doktrinde, TTK’nın 399 uncu maddesinin birinci fıkrasında, “denetçinin, her faaliyet dönemi ve her hâlde görevini yerine getireceği faaliyet dönemi bitmeden seçilmesi şarttır” denilmekle yetinildiği, bu hükme aykırılığın bir hukuki yaptırıma bağlanmadığı, faaliyet döneminden sonra genel kurul tarafından denetçi seçilmesinin hükümsüz olduğuna dair Kanunda bir hüküm bulunmadığı, Kanunun 408 inci maddesine göre Kanunda öngörülen istisnalar dışında denetçi seçiminin genel kurulun devredilemez görev ve yetkileri arasında olduğu, dolayısıyla 399 uncu madde hükmünün genel kurulun faaliyet döneminden sonra geçmiş yılın denetçisini hiçbir suretle seçemeyeceği anlamına gelmeyeceği yönünde bazı görüşler de bulunmaktadır. Buna göre; – genel kurulun faaliyet dönemi içinde veya faaliyet döneminden sonra denetçiyi seçmemesi halinde, 399 uncu maddenin altıncı fıkrasına göre yönetim kurulunun, her yönetim kurulu üyesinin veya herhangi bir pay sahibinin şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine denetçi atanma davası açabileceği, – faaliyet dönemi geçmiş olmasına rağmen genel kurul tarafından geçmiş yılın denetçisinin seçilebileceği, – ancak her iki durumda da faaliyet dönemi içinde denetçi seçilmemesinden dolayı yönetim kurulunun sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, hususlarının; 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının ğ ve h bentlerine dayanılarak, kamuoyuna duyurulmasına oybirliği ile karar verilmiştir.