Vergide yüzyılın affı mı geliyor?

Yeminli Mali Müşavir Yılmaz Sezer, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’ne işaret ederek, bütçedeki gelir ve gider kalemlerinin bu yıla göre yüzde 150’den fazla arttığına dikkat çekti. Sezer, “2022’de bütçe giderimiz 1 trilyon 728 milyar 401 milyon TL düzeyindeyken, ek bütçe ile 2 trilyon 831 milyar 472 milyon TL’ye çıktı. 2023’te teklif edilen gider bütçemiz 4 trilyon 423 milyar 341 milyon TL. Bu rakam ek bütçe olmadan hiçbir şekilde aşılamayacak” dedi. Bu yıl toplam vergi gelirlerinin giderleri karşılamaya yetmeyeceğine dikkat çeken Sezer, “Bütçe açığındaki makas gitgide açılacak. Makasın açılması vergi gelirlerini artırmak için siyasal iktidarın belli kararlar almasını gerektirecek. Ya yeni vergi toplayacak ya da karşılıksız para basılacak. Vergi toplanması demek esnafın ya da mükelleflerin üzerine daha fazla yük gelmesi demek. Para basılması enflasyona neden olacak” diye konuştu. Sezer, seçim sathına girildiğine işaret ederek, “2023’te seçim yatırımı olarak bir vergi affının çıkacağını” söyledi.

Sezer, GAZETE DURUM’a Bütçe Kanun Teklifi’ne ve vergi oranlarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Yılmaz’a sorduğumuz sorular ve yanıtları şöyle:

2023 Yılı Bütçesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Meclis’e sunulan bir bütçe var. Orada vergi gelirlerinin ne kadar olacağı belli. Vergi gelirlerini önce 365’e ve sonra 12’ye bölerek bir hesaplama yapılabilir. 2022 yılına göre bütçedeki gelir ve gider kalemleri korkunç derecede artmış. Bütçe giderlerimiz 2022 yılına oranla yüzde 150’den fazla artmış durumda. 2022’de bütçe giderimiz 1 trilyon 728 milyar 401 milyon TL düzeyindeyken, ek bütçe ile 2 trilyon 831 milyar 472 milyon TL’ye çıktı. 2023’te teklif edilen gider bütçemiz 4 trilyon 423 milyar 341 milyon TL. Bu rakam ek bütçe olmadan hiçbir şekilde aşılamayacak.

Neden aşılamayacak?

Çünkü ülkemiz seçim sathına girdiği için kamu eliyle yapılan giderler artacak ya da farklı sübvansiyonlar geliştirilecek. Bu da bu rakamı artıracak. Dolayısıyla ek bütçeye ihtiyacımız olacak. Türkiye’deki gerçek enflasyon hane halkına yansıdığı gibi bütçeye de yansıyor. Bu yıl 1 trilyon 728 milyar TL ile bütçe tasarısı sunulurken bu rakam otomatik olarak 4 trilyon 423 milyar TL’ye çıktı. Bu enflasyonun yüzde 150 olduğunun kabul edildiğini gösterir.

Ek bütçe dışında farklı bir yol izlenebilir mi?

Ek bütçe dışında başka bir çaresi yok. Gelirlerin giderleri karşılamaması halinde bütçenin de revize edilmesi gerekiyor. Eğer yeni vergi konulması gündemde olacaksa Anayasa gereği vergi oranları sadece kanunla konulabilir. Cumhurbaşkanı Kararı’yla ya da Kanun Hükmünde Kararnamesi’yle (KHK) vergi konulup kaldırılamaz. Dolayısıyla bu para toplanamazsa yeni vergiler belirlenecek ve sistem ona göre ilerleyecektir. Bunun en kolay yolu, şu an yaptığımız gibi enflasyonu önemsemeyerek karşılıksız para basmaktır. Şu an önceliğimiz enflasyon değil, büyümek ve ihracatımızı artırmak. O nedenle vergi toplamayı bile ikinci plana bırakıp bol miktarda karşılıksız parayla bütçe toplanabilir.

Ödenecek vergiyle giderler karşılanabilecek mi?

Bu yıl toplam ödenecek verginin 3 trilyon 673 milyar TL olacağı söyleniyor. Bu rakam giderleri karşılamaya yetmeyecek. Veya bir miktar daha vergi getirecekler. Çünkü bütçe açığındaki makas gitgide açılacak. Makasın açılması vergi gelirlerini artırmak için siyasal iktidarın belli kararlar almasını gerektirecek. Ya yeni vergi toplayacak ya da karşılıksız para basılacak. Vergi toplanması demek esnafın ya da mükelleflerin üzerine daha fazla yük gelmesi demek. Para basılması enflasyona neden olacak.

Vergi affı bekliyor musunuz?

Önümüzdeki yıl seçim ekonomisine girileceği için herkes 2023’te yüzyılın vergi affı gibi bir af bekliyor. Seçim yatırımı olarak böyle bir şey çıkacak. Dolayısıyla insanların büyük bir kısmı bu sene boyunca ve 2023’ün büyük bir kısmında vergi ödemekten imtina edecekler. Af çıkınca daha düşük faiz oranlarıyla ödeme imkanının kendilerine sunulacağını düşündükleri için bekleyecekler. 3 trilyon 673 milyar TL tahakkuk edebilir. Ama tahsilat gerçekleşmeyeceği için daha büyük sıkıntılar bizi bekleyecek.

Bu kadar yüksek vergi oranının açıklanmasını neye bağlıyorsunuz?

Bu kadar yüksek vergi oranının açıklanması enflasyondan kaynaklı. İnsanların gerçek kazandıklarının vergisi değil, enflasyonun vergisi. Dolayısıyla seneye seçim sathına girileceği için bu tahakkukun, tahsilata dönüşmeme riski artacak. Bu da bize elektrik, yol, su, enflasyon ve fiyat artışları olarak geri dönecektir.

Çalışan ve işveren nasıl etkilenecek?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yemek ödemelerinde restoran, lokanta ve yemek kartı kullanma zorunluluğunu kaldırdığını ve çalışanlara nakden ödenen yemek bedeli tutarlarının vergi istisnası kapsamına gireceğini açıklamasının ardından, bu kararın çalışanları nasıl etkileyeceği merak konusu oldu. Torba kanun ile Meclis’e gelecek yeni düzenlemenin detaylarını anlatan Yeminli Mali Müşavir Yılmaz Sezer, çalışanların bu düzenlemeden etkilenmeyeceğini belirtti. Devletin ücretlerin sıkıntılı ve yüksek enflasyonda ezildiğinin farkında olduğuna dikkat çeken Sezer, “Devlet, buna çözüm bulmak için böyle bir uygulama getiriyor. Esas olan yemek ücretini kartla veya nakden vermek değil, yemek ücretlerinin artışını sağlayarak insanları rahatlatmak” diye konuştu.

Sezer, GAZETE DURUM’a yemek ödemelerine getirilen düzenlemenin ayrıntılarını anlattı. Sezer’e sorduğumuz sorular ve yanıtları şöyle:

Yeni düzenleme çalışanları nasıl etkileyecek?

Çalışanlar, bu düzenlemeden etkilenmeyecek. Maliye Bakanlığı, bin 224 liranın kartla ödenmiş olması halinde “Bunu gider olarak yazabilirsiniz” diyordu. Nakden verdiğiniz zaman kişinin geliri sayılacağı için “Ben bunun üzerinden hem gelir vergisi hem de sigorta priminizi tahsil ederim” diyordu. Cumhurbaşkanı’nın düzenlemeyi açıklamasıyla bu durum ortadan kalkmış oluyor. Yani artık kartla da nakit de verseniz Maliye Bakanlığı, “Bu yemek ücretidir. Bunun üzerinden vergi de sigorta da almam” diyecek. Zaten gelir ve sigorta vergisi kesilirse bunun bir anlamı kalmaz.

İşverenler açısından nasıl bir etkisi olur?

İşverenler anlaştıkları yemek firmalarına komisyon ödüyorlardı. Artık bu komisyon ödenmeyecek. Ama bunun işçiye yansımasıyla değişen bir şey olmayacak. Daha önce yemek çeklerinin geçerli olduğu yerler sınırlıydı. Şimdi sınırsız olarak istenilen yerde kullanma imkanı getirilmiş oldu. Bu açıdan bakılırsa doğru ve yerinde bir uygulama.

Yemek ücretini yeterli buluyor musunuz?

İnsanların bu yemek çekiyle karın doyurma şansları yok. Devlet bir yerde “Ben size bu ücreti nakden vereyim. Sen ister çocuğunun eğitim masraflarına, ister evine odun alarak bu parayı harca” diyor. Devlet, şu an ücretlerin sıkıntıda olduğunu, yüksek enflasyona ezildiğinin farkında. Devlet, buna çözüm bulmak için böyle bir uygulama getiriyor. Esas olan yemek ücretini kartla veya nakden vermek değil, yemek ücretlerinin artışını sağlayarak insanları rahatlatmak.

Bu zorunlu bir uygulama mı olacak?

Hayır zorunlu değil. İsteyen nakit, isteyen kartla karşılayacak. Çünkü hâlâ yemek çekiyle devam eden firmalar var. Bu durumdan yemek firmaları olumsuz etkilenecek.

Uzmanlar yıl sonuna işaret ediyor!

Bu yılın 3. geçici vergilendirme döneminde uygulanacak Yeniden Değerleme Oranı (YDO), Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yüzde 92,93 olarak belirlendi. Yeminli Mali Müşavir Yılmaz Sezer, dokuzuncu ay sonu itibarıyla açıklanan yeniden değerleme oranının yalnızca “geçici beyannameleri” vermek için kullanıldığını belirterek,

“Dokuzuncu ayda açıklanan değerleme oranının 92,93 açıklanması, ‘Yıl sonunda yeniden değerleme oranı yüzde 100’ü aşacak’ sözlerimin göstergesidir. Bununla birlikte harçların, vergilerin ve cezaların artması gerekecektir” dedi.

Sezer, GAZETE DURUM’a yılın üçüncü, altıncı ve dokuzuncu aylarında açıklanan yeniden değerleme oranına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Sezer, vergi, harç ve cezaların belirlenmesinde esas alınan yeniden değerleme oranının yılbaşı itibarıyla yüzde 100’ü aşacağını kaydederek, “Yüzde 92,93 açıklanan, eylül sonu yeniden değerleme oranı. Üçüncü, altıncı ve dokuzuncu aylarda açıklanan yeniden değerleme oranı, maliyeciler ve muhasebeciler olarak ‘geçici beyannameleri’ vermek için kullandığımız bir rakamdır. Yani, o dönem için vergiyi hesaplamak ve yatırım indirimini endekslemek adına amortismanlara ya da demirbaşlara endekslemek için kullanılır” ifadelerini kullandı. Yıl sonunda açıklanacak değerleme oranının esas alınması gerektiğine dikkat çeken Sezer, “Dokuzuncu ayda açıklanan değerleme oranının 92,93 açıklanması, ‘Yıl sonunda yeniden değerleme oranı yüzde 100’ü aşacak’ sözlerimin göstergesidir. Bununla birlikte harçların, vergilerin ve cezaların artması gerekecektir” diye konuştu.

Daha önce söylemişti:

Mali Müşavir Sezer, daha önce GAZETE DURUM’a yaptığı açıklamada 2023 yılı yeniden değerleme oranına ilişkin, “Ekimi beklemeden Temmuz 2022 enflasyon verilerine göre yeniden değerleme oranının yüzde 100’ün bayağı üzerinde bir tutar olacağını söylemek falcılık olmayacaktır” ifadelerini kullanmıştı.